ÇOCUĞUM İŞTAHSIZ!
Pek çok çocukta dönemsel olarak görülebilen, genellikle geçici ancak ebeveynler için oldukça kaygı verici bir durumdur. Çocuğun yemek yeme isteğinin azalması, belirli besinleri reddetmesi veya öğünleri atlaması şeklinde kendini gösterebilir. Bu durum çoğu zaman geçici bir süreç olarak değerlendirilebilirken, bazı durumlarda altta yatan fiziksel ya da psikolojik nedenlerin işareti olabilir.
İştahsızlığın en yaygın nedenleri arasında diş çıkarma/diş çürüklüğü, geçirilen hastalıklar, enfeksiyonlar, kabızlık, demir eksikliği gibi sağlık sorunları yer alabilir. Aynı zamanda uyku düzeninin bozulması, besin reddi, stres, okul değişimi, kardeş doğumu gibi duygusal değişiklikler de çocuğun iştahını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, öğün aralarında aşırı atıştırmalık tüketimi ya da zorla yedirilme gibi ebeveyn tutumları da iştahsızlığı tetikleyebilir.
Bu süreçte çocuğun büyüme ve gelişme takibinin yapılması oldukça önemlidir. Eğer çocuğun kilo alımı durmuşsa, sık hastalanma gibi belirtiler varsa mutlaka bir uzman görüşü alınmalıdır. Zira bazı durumlarda altta yatan beslenme bozuklukları, vitamin-mineral eksiklikleri ya da tıbbi durumlar erken fark edilerek müdahale edilebilir.
İŞTAHSIZ ÇOCUKLA BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ
Çocuklarda iştahsızlıkla başa çıkarken,
- onları sofraya dahil etmek,
- baskıcı tutumlardan kaçınmak,
- besinleri farklı formlarda-farklı aralıklarla sunmak (örneğin haşlanmış kabak yerine, kabak çorbası veya mücver)
- renkli ve eğlenceli sunumlarla yemeği cazip hale getirmek faydalı olabilir.
Ayrıca öğün rutinleri oluşturmak, ara öğünleri hafif tutmak ve çocukla empati kurarak iletişim kurmak süreci kolaylaştırır. Abur cubur tüketimini tamamen yasaklamak yerine ana öğünlerle beraber tüketimine izin verilmeli. Özellikle ara öğünlerde verilen şeker, çikolata, meyve suyu gibi besinler bir sonraki ana öğüne kadar acıkmayı geciktirerek iştahsızlığa sebep olacak ve sağlıklı-sağlıksız besinler arasında ödül-ceza sistemi zihne yerleşecektir. Bu da ilerleyen yaşlarda besin tercihini, duygusal yeme bozukluklarını tetikleyen bir durumdur.
Unutulmamalıdır ki, her çocuğun yemekle kurduğu ilişki farklıdır; sabırlı, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım çoğu zaman en etkili çözüm yoludur.
